ÜMİTLERİN YEŞERECEĞİ GÜNLER
 Kaymakamımız Sayın Rahmi KÖSE ile zaman zaman yapmış olduğum görüşmelerimde, İlçemizin yapılandırılmasında son derece önemli projelerin hazırlanmakta olduklarını; 2008 yılının proje yılı, 2009 yılının ise projelerin hayata geçirilecek icraatlar yılı olacağını anlatmaları karşısında sevinçten havalara uçasım geldi. İçimden “İnşallah ümitlerimizin yeşereceği günler yakındır” diye geçirdim.
Çünkü müjde kaynağının son derece sağlam karakterli, özüne sözüne güvenilir bir şahsiyet sahibi ve mülki idare amiri olması münasebetiyle de projelerin yüzde yüz hayata geçirileceği gerçeği karşısında heyecanlanmamam mümkün değildi.
Sayın Kaymakamımız öylesine güzel projelerden bahsediyorlardı ki, kendilerini dinlerken bahse konu projelerin hayata geçirildiği, 25 bin nüfustan 17 bin nüfusa düşürülen Şehitler Diyarı ve Turizm Kenti İlçemizin nüfusunun zaman zaman 40 binlere kadar çıkacağı, gençliğe aş ve iş imkânı sağlanacağı, belki de ilçemizde işsiz insan kalmayacağı hatta bu olumlu havanın tüm bölgemizi kapsayıp bölge insanının kurtuluşu olacağı, İşbu projeler yüzsuyu hürmetine yıllardır göç veren ilçemizde göçün duracağı hatta tersine çevrileceği hissine kapıldım bir an.
Şimdi:” Yeter kardeşim hadi anlat bu önemli projeleri de birde biz duyalım!” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, Sarıkamış’a gönül veren varını yoğunu buraya yatıran, yatırımlarının değerlenmesini ve Turizm Kenti İlçemizin turizmde hak ettiği koltuğa oturtulması hayalleri ile yaşayan siz değerli okuyucularımı daha fazla meraklandırmadan yapılması planlanan projeleri sizlerle paylaşmanın zamanı geldi sanırım.
—KARANLIK DERE PROJESİ: Öncelikle yılan hikâyesine dönüşen şu meşhur karanlık dere projesinden bahsedeceğim. Yılan hikâyesine döndü diyorum. Çünkü: AKP Kars Milletvekili Sn. Zeki Karabıyır'ın 3 Nisan 2006 tarihinde “Cıbıltepe Kayak Merkezi'ne iki pist daha ilave edilen Karanlık Dere parkuru için gerekli olan ihaleyle ilgili olarak işlemlerin tamamlandığını ve mali kaynağın hazırlandığı” müjdeli haberinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen gerek teknik gerekse de hukuki nedenlerle yapılan ihalelerin iptali yüzünden bir türlü hayata geçirilemeyen ancak Sarıkamış Kaymakamı Sn.Rahmi KÖSE’nin engellerin aşıldığı en geç 2009 yılında karanlık dere projesinin hayata geçirileceği haberi ümitlerimizin yeşereceğine bir kez daha inanıp iman getirdim. Kar-Sar-Tur eski Genel Müdürü Sn. Sacit ÖZBEY’de "Bütün üniteleri bittiği zaman 30 bin kişinin aynı anda kayak yapabileceği bir yer haline gelecek. Böylelikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde metrelerce yağan karın beyaz altın olarak işletildiğini vatandaşlar da yakından görebileceklerdir. Daha doğmamış Sarıkamışlının bu projede emeği geçenlere minnet borcu olduğunu şimdiden söyleyebiliriz. Kars'ı, Sarıkamış'ı uluslararası boyutta dünyaya tanıtabilecek önemli ve güzel bir projedir. Ben şimdiden bu proje ülkemize hayırlı olsun diyorum" dedi. Yani bu proje hayata geçirildiğinde Çam Kar Otelin önündeki teleksiye binen bir kayakçı zirveye çıkıp bahse konu karanlık dere pistinden devlet hastanesi mıntıkasına inebilecek. Bu projenin hayata geçirilmesiyle kayak merkezinin kapasitesi günlük 5 binden 20 bine çıkarılacak ve artık kayak severlerin teleksiler önünde uzun kuyruklar oluşturulması engellenip, bugünkü haliyle bir kayakçı günlük 20 kez kayabiliyorsa bu kez bunun iki katı kadar kayma imkânına kavuşacak.
—TATİL KÖYÜ: yaklaşık iki ay önce yatırım amaçlı incelemelerde bulunmak üzere ilçemize gelen Fransa’nın en önemli kayak merkezlerinden Noraz Jean Pierre ve Domaine Des Sybelles'in sahibi Gaston Maulin ve eşi Maryse Maulin İlçemizin doğa güzelliğine ve kristal karına hayran kalmış ve bu bölgeye yatırım yapma kararı almışlardır. Yatırımcı ve büyük işadamı Maulin: "Sarıkamış Bayraktepe Kayak Merkezi'ni daha iyi değerlendirmek için orta gelirli insanları buraya çekmek gerekli. Onun için buraya tatil köyü projesi daha elverişli olur" sözleri Sarıkamış’a gönül verenleri heyecanlandırmıştır. Fransız İşadamı Maulin ın tatil köyü yapmak için ülkemizde mevcut tüm kayak merkezlerini gezip, kristal karı ve doğa güzelliğiyle ünlü Sarıkamış Bayraktepe Kayak Merkezindeki Kar-Sar-Tur binasının yanı başında bulunan ve askeri personelin garaj olarak kullandığı alana ilk iki yılda 1500 yatak kapasiteli, ilerleyen süreçte bu sayıyı 9500’ e çıkaracak bir tatil köyü planladıklarını, konu hakkında bilgi almak üzere Fransız heyetinin iki kez ilçemize gelip inceleme yaptıklarını ve akabinde Kars Valimiz Sayın Mehmet Ufuk ERDEN, Kars Belediye Başkanı Sn. Naif ALİBEYOĞLU ve Sarıkamış Belediye Başkanı Sn. İlhan ÖZBİLEN’in Fransa’ya gidip söz konusu işadamı ile yapılan görüşmeler sonucu yapımı planlanan tatil köyünü projelendirip en geç 2009 yılında hayata geçirilmesine karar kılınmıştır. İşbu tatil köyünün hayata geçirilmesiyle ilk etapta 150–200 civarında işsize iş imkânı tanınacağı Fransız yetkililer tarafından söylenmektedir. Yatak sayısı artırıldıkça bu sayı 400–500 civarında olacağı muhtemeldir.
—SARIKAMIŞ ŞEHİTLİĞİ; Kars Asfaltı üzerinde bulunan Alisofu Köyü mıntıkasındaki şehitliğin tam karşısındaki TOKİ evlerinin istikametinde bulunan Kazım Paşa Sırtları olarak bilinen bölgede yapılması planlanmaktadır. Çanakkale Şehitliğinin bir benzeri olarak planlanan Sarıkamış Şehitliği projesinin en kısa zamanda hayata geçirileceği ve bundan böyle Sarıkamış Şehitleri de Çanakkale şehitleri gibi daha görkemli bir şekilde devlet düzeyinde anılacak ve İlçemizin tanıtılmasıyla birlikte kalkınmasına da önemli etkisi olacaktır.
—TARİHİ MEKÂNLARIN TURİZME KAZANDIRILMASI: Âcizane benimde yıllardır söylediğim ve hatta bu konuda birçok yazılarımla asası ve kasası olan yetkililere seslenerek: Halk dilinde Katerine Köşkü olarak adlandırılan ancak Çar’ın Köşkü ismiyle tarihe geçen ÇAR KÖŞKÜ ile sanayi bölgesinde bulunan CER ATÖLYELERİ gibi tarihi mekânların restore ettirilip biran evvel turizme kazandırılmasını talep ettiysem de; yetkili olduklarını söyleyenlerin “Biz ne yapacağımızı biliyoruz, herkes kendi işine baksın” cevaplarıyla karşılaştık. Ancak bu kez adı gibi ufku açık Valimiz Sayın Mehmet UFUK ERDEN Bey’in Kars’ın kurtuluşunun hatta sadece Kars’ın değil tüm bölgenin kurtuluşunun Turizm Kenti ve Şehitler Diyarı Sarıkamış’tan geçeceğini fark edip, İlçemizin kalkınmasına önem vermiş ve akabinde; Çar’ın Köşkü ile Cer Atölyelerinin Turizm’e kazandırılması için Turizm Bakanlığıyla görüşmeler yaparak, Bakanlıkça bir heyetin İlçemize gelip söz konusu tarihi mekânlar üzerinde inceleme yapmalarını sağlamışlardır. Söz konusu heyet yapmış oldukları inceleme sonucu İşbu tarihi binaların restore ettirilerek otel-motel ve butik şeklinde turizme kazandırılması hususunda görüş bildirmişlerdir. Sonuç olarak yapılacak olan tadilatla ilgili turizm sektöründe faaliyet gösteren firmalara ihale ettirilmesine ve maketler halinde alınacak teklifler üzerinde seçim yapılacağı kararına varılmıştır.
Bölgemiz insanın ekonomi yönüyle kazanç sağlayacağı, yıllardır ihmal edilen Turizm kenti ve Şehitler Diyarı adıyla övündüğümüz ancak hızlı adımlarla köylüleşmeye doğru ilerleyen İlçemizin kentleştirilerek ilçeye yatırım yapan yatırımcıların yatırımlarının değerlendirilmesinin yanı sıra bölgemize göçü tersine çevirebileceğine inandığımız bu önemli projeleri hayata geçirmek için büyük bir özveriyle çalışan başta Valimiz Sayın Mehmet Ufuk ERDEN ve Kaymakamımız Sayın Rahmi KÖSE’ e tüm Sarıkamışlılar ve kendisini Sarıkamışlı hissedenler adına teşekkür eder, ümitlerimizin yeşereceği ve meyvelerini toplayacağımız ümit bahçemizin bir an evvel olgunlaşmasını yürekten temenni ediyorum… 22.06.2008

SELAMLIYORUM!!! 


mukerrem2.png

 Yıllardır ilçemizin en büyük sorunu olan içme suyu projesi oldubittiye getirilerek, içme suyu şebekesine PVC plastik boru (Polietilen Boru) veya CTB (Cam Takviyeli Plastik Boru) yerine; 24 Mart 2004 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerine çeyrek kala, o dönemde İller Bankasına ait Marlit ve Doğusan Boru Fabrikalarının elinde kalan: Montajı zor, maliyeti yüksek ve en önemlisi Sağlık Bakanlığının Asbestle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkındaki Yönetmeliğin 25. Maddesinin Ek–1.fıkrasında “Mevcut bilgilere göre serbest asbest liflerine maruziyet akciğer kanseri (bronchial carcinoma), mide-bağırsak kanseri (gastro-intestinal carcinoma) gibi hastalıklara sebep olabilir” denilmektedir. Yine TOKSOKOLOJİ DERGİSİ’nin Ocak 2004 sayısında “Asbest Maruziyetine Bağlı Hastalıklar ve Adli Tıp Yönü” başlığı altında “Solunum yetmezliği ve nöbetle gelen ilginç bir dijital zehirlenmesi olgusu” bulunduğuna dair bulgulara rastlanan AÇB (Asbest Çimentolu Boruların) içme suyu şebekesine döşenmesi dönemin yetkililerince mubah görülmüştür.

Söz konusu Asbest Çimentolu Boruların sağlıksız ve kalitesiz oluşu münasebetiyle dünyada üretimine son verilmiş olup, su arıtma projesinin kısmen hizmete girmeye başlamasıyla birlikte şebeke yer yer patlak vermiş ve birçok işyerinin sular altında kalmasına vesile olmuştur. Arızalı boruların bir yenisiyle değiştirme şansı bulunmadığı ve onarımı da mümkün olmadığından; On yedi trilyona mal edilen içme suyu arıtma tesisinin tam kapasiteyle faaliyete geçmesine engel teşkil olunmuş, sonuçta fatura yine bize çıkarılmış ve yıllardır özlemini çektiğimiz çeşmelerimizden akacak temiz su hayallerimiz böylelikle bir kez daha suya düşmüştür.

Ancak bizleri bu duruma düşüren beyler İlçemizden kilometrelerce uzaklarda yani bir başka şehirde temiz su içerek hayatlarını sürdürmeye devam ederken arada birde bizleri selamlamayı ihmal etmiyorlar tabi. Tasa mı? Yok, canım neden tasa etsinler ki? Çünkü kendilerinin burada bir tek dikili taşları bile yok. Yoksa var, ben mi bilmiyorum. Çok mu umurlarında vatandaşın musluklarından lağım suları aktığı veya halkımızın yıllardır omuzlarıyla kilometrelerce uzaklıklardan su taşıdığı. Beylerin işi görülene kadar “Sarıkamışlılar” işleri bittikten sonra “hadi bana eyvallah.” Şekil (A’da) görüldüğü gibi.

Gerçi onlar bilmezler sutaşıma çilesinin ne olduğunu. Çünkü ömürlerinde hiç su taşımadılar ki beyler. Burada ikamet ettikleri süreç içerisinde de içme suyunu bize taşıttırmıyorlar mıydı zaten? Şimdi de arada bir selam vermeleri yine içme suyunu bize taşıttırmak için değil mi? Eh arada bir sarıçam havasını solumak, Keklik’te balık tutmak, ya da Cıbıltepe Kayak Merkezinde kayak yapmak gibi bir zevki yaşamak istediklerinde birkaç günlüğüne gelip ihtiyaçlarını gördükten sonra bizleri tekrar tekrar selamlayıp, bir daha selamlamak üzere helâlaşmıyorlar mı?

Okuyucularımın izniyle ben de buradan kendilerini selamlamak istiyorum…

Sadece onları mı? Yok, canım başkaları da var…

Dünyada birçok ülke asbest kullanımına son vermişken, Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya asbest ithalat ve kullanımını yıllar önce sıfırlamışken, Danimarka, Hollanda ve İtalya gibi diğer ülkeler asbest kullanımını yasaklamışken, dönemin yetkililerince ilçemizin içme suyu şebekesinin Asbest Çimentolu Borularla (AÇB) döşenmesinde bir sakınca görmeyenleri,

9.Tümen Komutanlığı (9.Motorlu Piyade Tuğay Kom) ve ilçe merkezinden toplanan çöplerin; Turizm beldesi İlçemizin mesire yerlerinden Acısu Mevkiindeki yolun kenarına döktürerek insanın genzini sızlatırcasına etrafa pis koku saçan çöp dağının oluşturulmasına vesile olan ve bu duruma bir çözüm üretemeyen yöneticileri,

—Bölgemize ve ilçemize yatırım yapmak için çaba gösteren siyasilerimiz yanlış yönlendirilerek; 2005–2006 eğitim ve öğretim yılında 140 öğrencisi bulunan Beden Eğitimi Yüksek Okulu binasını 5000 öğrenci kapasiteli yaptırarak büyük bir bölümünün atıl durumda bırakılmasına ve binanın bir bölümünün ihtiyaca binaen Turizm Lisesi olarak kullanılması yerine, yanı başındaki arsaya ayriyeten Turizm Lisesine ait bir başka inşaatın temelleri kazdırılarak Devletin trilyonlarının heba olmasına neden olanları,

Özellikle son iki yıldır İlçenin bütün cadde ve sokaklarının sağına ve soluna gelişigüzel arabalarını park edenlere ses çıkarmayıp, bu hususta yakınan vatandaşlara da “ ne yapalım birinin aracını şuradan kaldır dediğimizde ertesi günü sürgünümüz çıkarılıyor, örneğini arkadaşlarımızda yaşadık” diyerek; tehditler karşısında görev yapamayan, ya da y a p m a y a n görevlileri,

Restore ettirilip turizme kazandırılması elzem: Katarine Köşkü ve Cer Atölyelerini kaderine terk edip, çürümeye sevk edenleri,

FAK-FUK-FON (Fakir ve Fukara Fonu) adı altında fakir ve fukaralara hizmet amacıyla kurulan işbu kurumların başına bin bir tavassutla oturanlardan bazılarının kendilerini kaymakamın üstünde görerek, fakir ve fukaraya dağıtılması gereken paralarla son derece lüks ve pahalı demirbaş eşyalar alarak, kendilerine ihtişamlı makamlar süsleyen ve milletin parasını çarçur edenleri,

Ömründe bir defa dahi Sarıkamış’a gelmeyen ya da tatilden tatile ilçemizi ziyaret eden; dergimizin internet sitesindeki (www.sarikamisdergisi.com) tartışma formuna maskeyle katılıp, her fırsatta kendilerinin çok sivri dilli olduklarıyla övünen ancak bir türlü gerçek kimliklerini ortaya koyamayan külhanbeyi tavırlarla ahkâm kesenleri,

İşine gelene baş üstüne diyerek isteklerini alelacele yerine getirdikten sonra “Başka bir emriniz olursa beklerim” diyerek kapıya kadar yolcu eden, ancak garibanıma “bugün git yarın gel” diyen zihniyeti,

Bakanlık müfettişlerince hakkında soruşturma başlatıp görev yeri değiştirilen ancak mahkeme kararı ile görevi iade edilenlerin sonuçta bir şekilde şaibe yaşamalarına rağmen yeniden Devletin hazinesinin başına oturtulmasına imkân sağlayanları,

Fahiş fiyatlı mal satıp, ilçemizin adını pahalıya çıkaranları,

Çöplerini rasgele sağa sola atarak mesire yerlerini kirleten piknikçileri,

Cadde ve sokak aralarında araba veya işyerlerinde müzik çalarların sesini sonuna kadar açıp ses kirliliği yapanları,

Polikinlik saatinden en az iki saat geç, mesai bitiminden bir saat erken çıkıp alelacele özel muayenesine koşan, Hipokrat yeminini unutan, mesaisine uymayan, hastasına saygılı ve güler yüz göstermeyen, hastanın da bir hakkı olduğunu hatırlamak bile istemeyen, hastasına yeterince zaman ayırmayan, hastasıyla bilgisini ve deneyimini paylaşmayan, hastasını bir hastadan öte müşteri gibi gören hekimleri,

Ancak hastası için büyük bir özveriyle uğraş verirken; kafasında cebindeki faturasını, evinin kirasını, çocuğunun okul masrafını düşünmesine vesile olan idarecileri,

Dünya Bankası'nın “Dünya Kalkınma Göstergeleri 2005 Raporu”nda yer alan verilere göre; Türkiye'de nüfusun en yoksul yüzde 20'lik kesiminin gelirden aldığı pay yüzde 6,1’de kalırken, en zengin yüzde 20'nin aldığı pay ise yüzde 46,7 düzeyine çıkmaktadır. Türkiye’de gelir dağılımındaki adaletsizlik açısından dünya sıralamasında 55. sırada yer alırken, gelir dağılımında “tarihi başarılar elde ettikleriyle” övünenleri…

S e l a m l ı y o r u m…

10.06.2005

Mükerrem ALADAĞ

Sarıkamış Belediye Başkanı Aday Adayları 
Yerel seçimlere yaklaşık yedi ay gibi bir zaman kaldı. Ancak ne hikmetse Sarıkamış'a belediye başkanı olmak için aday adayı sayılarının gün geçtikçe çoğaldığı ve hatta birilerinin "ben kesin ve net adayım" edası ile şimdiden halkı dolaştığı, yandaşları ile yemekli toplantılar yaptığı duyumları insanın aklına "talandan mal kaçırır" misali bu acelecilik neyin nesi diye sormak geliyor.
En çok üzüldüğüm hususlar;
Yaklaşık 30 yıldır memleketini terk eden, zaman zaman çeşitli partilerde koşuşturan, lakin buralardan aday olma imkan ve ihtimali bulamayan, bu arada aday olmak istediği parti teşkilatlarını da yok sayarak; parti genel merkezlerinde tanıdıkları aracılığı ile adayim cüretkarlığını gösteren, bu ilçede bırakın bir evini bir kulübesi bile bulunmayan veya İlçe merkezinde ikamet eden kendi soy adlarını taşıyan bir tek kişi gösterebilirler mi acaba?
Başkan olduklarında evmi kiralayacaklar, yoksa akrabalarının evinden mi idare edecekler bu şehri???
Kaybettiklerin de kendilerinin de kaybedecek hiç bir şeyleri yok ki! Ertesi günü çantayı alıp geldikleri yere gidecekler.
Hayatını bu ilçede geçiren; karında, kışında, ayazında,baharında yazında hertürlü yokluk ve yoksullukla boğuşan,komşusunun derdiyle dertlenen bu vasıflarda hiç mi kimse yok acaba?
Sahi bu arkadaşların vasıfları ne?
Sarıkamış için plan ve programları var mı? Birlikte yola çıktıkları bir çoğu müteahhid iş insanlarına ne vaad ediyorlar?
Gayrimenkul vaadi veremezler çünkü son on yılda satılmadık yer kalmadı. İhaleler diyeceğim belki bu olabilir mi? Bilemem bu işlere yabancı olduğum için ilgi alanım dışında.Vardır bir planları! Veya rakip bir parti adayının kazanması için mi aday olmak istiyor veya isteniyorlar, doğrusu anlamakta zorlanıyorum.
İnşallah Sarıkamış son kez kaderine terk edilmez,edilemez edilmemeli!
Aman dikkat yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım.
Başta tüm siyasi parti il ve ilçe teşkilatlarının ve çok muhterem Sarıkamış halkının duyarlı olmasını ümit ediyorum.
Selam sevgi ve saygılarımla...