ELLERİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZ GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN…
Cumhuriyetin ilanından yaklaşık beş yıl sonra yani Meclisin 11 Kasım 1928 de yaptığı toplantıda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmeni” unvanını vermesi ve Atatürk’ün başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü,1981 yılından beri öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır.
Her öğretmenler gününü kutladığımız 24 Kasımlarda; hayatımızda önemli bir yer tutan öğrencilik yıllarımı dolaysıyla da bize ilim ve irfan öğreten, en kötü şartlarda bile karanlıkları aydınlatan, bazen bir köy okulunun kırık dökük belki de kilitlenecek sağlam bir kapısı olmayan bir lojmanın adete bekçiliğini yapan, bazen bir hizmetli gibi elinde süpürge sınıfları temizleyen, öğrencileri üşemesin diye sobayı tutuşturmak için bir elinde çakmak diğer elinde çıra ile koşuşturan, hastalanan öğrencisini sırtıyla sağlık ocağına kadar taşıyıp onun acısını bir anne veya bir baba şefkatiyle yüreğinde hisseden, almış olduğu üç beş kuruş maaşla ihtiyaç sahibi öğrencilerine madden destek olmaya çalışan, zaman zaman hain bir kurşuna hedef olma pahasına ülkemizin en ücra köşelerinde en kötü şartlarda bile yılmadan, usanmadan ve büyük bir özveriyle geleceğimizin kaderini belirleyecek azimli, kararlı, üretken ve vatanına bağlı nesiller yetiştiren öğretmenlerimiz; yerine göre bir baba veya anne, yerine göre bir inşaat ustası, boyacı, amele veya hizmetli, ama her şeyden önce o bir öğretmen. İşte her 24 Kasımlar beni yıllar öncesine götürür. Öğretmenlerimi bir sinema şeridi gibi gözümün önünden geçirip onlara olan sevgim ve hasretim katlanarak büyür…
Hele hele bazıları hayatımızda derin izler bırakmışlardır. Mesela 1972 yıllarında ortaokul sıralarında iken; Okul Müdürümüz Mehmet CEYLAN’ın “Çocuklar cebinizde paranız olsa kışın zemheride üşemezsiniz, ama paranız olmazsa Ağustos’ta paltoyla bile üşürsünüz” yine lise yıllarında matematik öğretmenimiz Fezail ÖZCAN’ın “ Arkadaşlar ben akşama kadar tebeşir tozu yutuyor, sizlere verimli olmak için sizin kadar ders çalışıyorum. Küçümsemiyorum ama bugün bir hemşire bile benim aldığımın iki katına yakınını alıyor” sözleri öğretmenliğin çok kutsal bir görev olduğunu ancak yaklaşık kırk yıldır öğretmenlerimizin geçim sıkıntısı içerisinde olduklarının bir göstergesidir diye düşünüyorum.
Evet, öğretmenlerimizi bugünün dışında hatırlayanların sayısı maalesef az. Gönül ister ki onlara görev yapmış oldukları alan ve binaların fiziksel koşullarının daha sağlıklı ve güvenilir olması, gönül ister ki bugün ellerine geçen maaşın yoksulluk sınırı olan 2.077.YTL nin % 40 kadar değil de en az yoksulluk sınırı ölçüsünde olmasıdır.
Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk: “Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır.”sözüyle eğitim camiasına vermiş olduğu önemi anlatmaktadır.
Elleri öpülesi öğretmenlerimiz gününüz kutlu, yarınlarınız umutlu olsun. Nice 24 Kasımlara… 28.11.2006