EYVAH…! BU YIL DA ÜCRETSİZ KÖMÜR DAĞITILACAK
Yerel gazetelerde ”Bu yıl da ücretsiz kömür dağıtılacak” manşetini okuduğumda içimden eyvah dememek için kendimi zor tuttum. Yazı başlığına gözatan hemen hemen herkesin “neden eyvah; fakir fukaraya kömür ve benzeri yardımlar yapılmasından daha iyi bir hizmet olur mu?” dediğini duyar gibiyim. İlk bakışta bu düşüncenin doğru olduğunu kabullenmekten başka çaremiz yoktur. Ancak fakir fukaraya yapılan böylesi yardımların kârı olduğu kadar, zararı olacağı düşüncesiyle âcizane endişelerimi aktarmaya çalışacağım.
1)Öncelikle; yapılan günübirlik yardımların insanlarımızı son derece tembel ve sorumsuz bir yapıya kavuşturduğu, “nasıl olsa devlet baba yakacağımı ve yiyeceğimi veriyor, geçinip gideriz” düşüncesiyle insanlarımızı son derece sorumsuz ve avantacı bir hale getiriyoruz. Sonunda dönüp aynı kişilerden şikâyetçi oluyoruz.”Bu memlekette fakir yok ki, bir işim vardı da bir adam bulup yaptıramadım, adamlar kahvehaneden çıkmıyorlar akşama kadar okey masalarında” diye dert yanan yine bizler oluyoruz. Ancak onları bu hale getirdiğimizi, en az onlar kadar bizimde suçlu olduğumuz bilinciyle kendi kendimizi yargılamamız gerektiğini kabullenemiyoruz.
2) Siz ne kadar önlem alırsanız alın, yapılan bu tür yardımların çoğunlukla gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşılmadığını hepimiz biliyoruz. Biliyoruz da gerçekleri söyleyemiyoruz, söyleyenleri de dikkate almıyoruz. Peki, nedir bu gerçekler: “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” misali; adam önce, üzerinde varsa bir arazi ve benzeri taşınmazı bir yakınına devrediyor. Sonra genellikle kendisinin oy verdiği muhtarın tanzim etmiş olduğu fakirlik belgesi ve diğer uyduruk belgeleri altı kişilik bir mütevelli heyetinin önüne koyuyor. Şimdi siz “ben sana yardım yapmıyorum” yâda “senin hakkın değil” deme gibi bir şansınız var mı? Yok, neden çünkü istenilen bütün belgeler tastamam. Eğer içinizden biri “ben bu adamı tanıyorum, bu zat’ın evi barkı, kirada dairesi, köylüyse traktörü malı mülkü var” diyecek olursa işte o zaman kıyamet kopar. Ne mi yapar bu konuda duyarsız kalmayan bütün siyasi parti yetkililerini bir çırpıda devreye koyar ve başlar siyasi baskı yaptırmaya. Ancak olan gerçek fakire olur. Nasıl mı? Tek suçu muhtara oy vermeyen zavallı vatandaşın gerçekten de vay haline. İşte o kimselere derdini anlatamaz, kimsecikler onu dinlemez, o hep yalancı ve üçkâğıtçıdır. Ona hep bu gözle bakılır. Çünkü oyunu alamayan muhtar onu yetkililere hep böyle tanıtmıştır. Bakınız;2004 yılında fakir fukaraya dağıtılan yakacak ve yiyecek yardımlarının devlete maliyetini aşağıda rakamlarla açıklayacağım. Sadece Sarıkamış ilçesinde yapılan kömür ve yakacak yardımı: 2004 Yılında yaklaşık 2500 ton kömür,2000 kişiye de gıda yardımı yapıldığı söylenmektedir. Kömürün tonu ilçemizde 300 milyon civarında olduğunu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca dağıtılan kömürün tonunun yarı yarıya yani 150 milyon liradan olduğunu varsayarsak;2500x150= 375 Milyar lira, 2000 kişiye kişi başına 100 milyondan 200 milyar lira olmak üzere 2004 yılında devlete maliyeti toplam: 575 milyar liradır. 2005 Yılında yapılacak kömür yardımının 4000 ton olduğu söylenmektedir. Sadece kömürün devlete maliyeti bu yıl en az: 600 milyar lira, geçen yıl yapılan gıda yardımının maliyetini yine aynı kabul edecek olursak yani 200 milyar lira, bugünün parasıyla toplam: 800 milyar lira gibi bir rakam her yıl fakir fukaraya (birçoğu gerçek fakir olmayanlara) dağıtılıyor, ancak bir türlü yoksulluğa çare bulunamıyor.
Ç ö z ü m : 7 adet mahalle 57 Adet köyden oluşan ilçemizin her mahalle ve köyüne bir adet halı atölyesi, birer adette biçki-dikiş atölyesinin açılarak gerçek ihtiyaç sahiplerine iş olanağı sağlanıp, onların ekonomik bağımsızlığı kazandırılabileceği gibi ilçemize ve ülke ekonomisine büyük oranda maddi destek sağlanacağı aşikardır. Teknik bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada; atölyelerin tamamının hayata geçirilmesinin devlete maliyeti yaklaşık 500 milyar lira olduğu söylenmektedir (Sadece bir kez). Bu konuda mevcut ve önceki yıllarda Halk Eğitim Müdürlüğü yapmış, konuya vakıf ehil ve teknik kişilerin görüşlerine başvurulabilir, onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanılabilir. İşbu atölyelerde; Örneğin “S a r ı k a m ı ş H a t ı r a s ı” gibi halılar, eldivenler, çoraplar ve benzeri eşyalar yaptırılarak ilçemize gelen turistlere veya diğer illerde pazarlanarak ilçemizin tanıtılmasına katkıda bulunulabilir kanaatindeyim. En önemlisi de fakir ve yoksul olmadığı halde yalan ve dolanla devletin parasını yiyen sülüklere fırsat verilmemiş olacak, hak tecelli edecektir. Devlet olarak vatandaşa balık yedirmeyi değil, balık tutmayı öğretmemizin şart olduğu gerçeğini kabul edip hayata geçirilmesi dilek ve temennilerimle... 30.07.2005