DÜŞLÜYORUM...
Bazen, İnsan düşlemeden nasıl yaşayabilir?
”Geçmişini bilmeyen, geleceğini tayin edemez” düşüncesiyle,
Geçmişi ve en önemlisi geleceği düşlüyorum,
Mesela bir dünya düşlüyorum;
Savaşın ve silahların konuşulmadığı,
İşgalci ve sömürgeci devletlerin olmadığı,
Yaşlı kadın kız kızan demeden, kundaktaki bebeklerin öldürülmediği,
Zavallı ve masum insanların üzerine bombaların yağdırılmadığı,
İnsanların birbirlerinin hakkına ve hukukuna riayet edilen,
Hâkimlere ve savcılara kısaca mahkemelere ihtiyaç duyulmayan,
Barbarlığın ve bağnazlığa asla yer olmayan,
Barışın ve sevginin hüküm sürdüğü bir dünya…
Bazen de;
Her karış toprağı şehit kanlarıyla yoğrulan atalarımızdan miras;
Eşsiz cevher parçası vatanımızı,
Ayrılıkçı ve fitne şer odaklarının inadına,
“İlelebet müdafaa ve muhafaza” etmenin yolu;
Etle tırnaktan öte birbirleriyle kaynaşmış bir milletin çocukları olarak,
Birlik ve bütünlüğümüzü muhafaza eden,
İnsanların örf ve adetlerine saygılı,
Bayrağını, ülkesini ve milletini seven,
Kişisel hırs ve ihtirasları pahasına;
İnsanlar arasına nifak, ayrılık ve ayrımcılık tohumları ekmeyen,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün belirttiği gibi;
“Muasır medeniyetler seviyesi”ndeki hedefimize ulaşmak gayesiyle,
Araştıran, çalışkan ve üretken,
Dürüst, cesur, azimli ve kararlı,
İlkeli, muktedir, mert ve cesur insanlardan müteşekkil;
Hırsız arsız ve yağmacı olmayan,
Kısaca vazifesini layıkıyla yapan görevlilerin olduğu,
Nobel barış ödülü alma pahasına;
Dinine, diline, bayrağına ve ülkesine küfretmeyen,
Yağcı ve yardakçı yazar- çizerlerin yok denilecek kadar az olduğu bir ülke…
Kimi zamanda bir gençlik düşlüyorum;
Batının; esrarkeş, sorumsuz ve de batak kokan,
Üstü başı yırtık pırtık, paçavra kıyafetleri ile süslü püslü halleri yerine;
Geçmişinin kültürünü, maneviyatını, öz benliğini yitirmeden,
Çağı aydınlatan, doğruluk ilkesini benimseyen,
Mükemmel, müreffeh ve örnek,
Çağın getirdiği her türlü ileri görüşlü yeniliklerle dolu,
Bilim ve teknolojisini en güzel biçimde başarı ile uygulayan bir gençlik…
Ancak, düşlediğimiz bu gençliği kazanmanın yolunun;
Biraz daha hoşgörülü, samimi ve değer verici,
Eleştirilerini; yıkıcı, yıpratıcı, ezici değil de;
Yapıcı, yüreklendirici ve şefkat dolu sözlerle anlatan yetişkinlerin olduğunu…
Arada birde;
Yaşantımızı sürdürdüğümüz yerleşim merkezinin;
İlçemizde yeni yaptırılan Cumhuriyet Caddesi misali,
Bütün Cadde ve sokaklarının pırıl pırıl; çakırsız, çukursuz ve engebesiz,
17 Trilyona mal edilen içme suyu arıtma tesisinin bir an önce,
Tam kapasiteyle faaliyete geçirilip, musluklarımızdan tertemiz sularımızın aktığını,
Bundan böyle; su taşıma çilesiyle her gün bel ağrılarımdan kurtaracağımı,
Turizm Beldesi İlçemizin dünya olimpiyatlarının yapıldığı bir şehir,
Katerine Köşkü ve Cer Atölyelerinin atıl durumdan kurtarılıp,
Turizme kazandırılarak Cıbıltepe Kayak Merkezine gelen turistlerin ilçe merkezine çekeceğimizi,
Bu vesileyle; halkımızın turizm pastasından hak ettiği dilimi alacağını,
Daha doğrusu yaşamın düşlemekten ibaret olduğu gerçeğiyle,
Dualarımın bir gün kabul olup, düşlerimin gerçekleşeceğini düşlüyorum…